Türkisch Deutsch tust

Deutsch	Türkisch	Kategorie	Typ
alles, was du tust Handeln	yaptığın her şey
Du tust mir leid! Mitgefühl	Sana acıyorum!
Weißt Du eigentlich, wie weh Du mir tust, wenn Du nicht mit mir redest? Beziehungskonflikt	Biliyor musun acaba, benimle konuşmamakla beni ne kadar kırdığın? (→ kırmak)
Was tust du mir an? Beziehung, Konflikt, Vorwurf	Bana ne yapıyorsun?
Warum tust du mir das an? Kritik, Konflikt / (antun)	Bunu bana ne yapıyorsun?
du tust gut daran, ... Ratschlag	... iyi edersin
Was soll das? / Was glaubst du, was du tust? Kritik	Ne yaptiğini zannediyosun?
Ich weiß, dass du es nicht machst (/ tust). Handeln / (machen) (tun)	Onu yapmadığını biliyorum.
Ich habe vollkommen Verständnis für alles, was du tust. Zustimmung	Yaptığın her şeyi tamamen anlayışla karşılıyorum.
Egal was du tust, ich stehe bei all deinen Entscheidungen hinter dir. Ermutigung, Handeln, Entschluss	Ne yaparsan yap, tüm kararlarında seni destekliyorum. (> desteklemek)
Ich liebe dich, egal was du tust! Ob du schläfst, arbeitest oder mit mir streitest! Liebeserklärung	Ne yaparsan yap seni seviyorum! İster uyu, ister çalış, ister benimle kavga et!
Die Ungewissheit, was du tust und wie es dir geht, macht mich manchmal verrückt! Beziehung, Stimmung, Befinden	Ne yaptığını ve ne durumda olduğunu bilmemek beni bazen çıldırtıyor! (> çıldırtmak)
Du sagst selber, du bist nicht glücklich mit dieser Entscheidung. Also warum tust du dir das an? Entschluss, Skepsis / (antun)	Sen kendin bu karardan memnun olmadığını söylüyorsun. O halde neden kendine bunu yapıyorsun?
Immer muss ich mich bei dir melden. Du redest nie von alleine mit mir, du tust so, als gäbe es mich gar nicht. Beziehungskonflikt	Hep ben arayıp sormam lazım. Sen hiç kendiliğinden benimle konuşmuyorsun, hep ben yokmuşum gibi davranıyorsun.
In meinen schlechten Momenten (= wenn es mir schlecht geht), denke ich an Dich, denn Du tust mir so gut. Befinden, Stimmung, Lebenssituation	kötü anlarımda seni düşünüyorum, çünkü bana çok iyi geliyorsun. (an = Moment)
Mit uns beiden ist überhaupt nichts mehr in Ordnung. Langsam frage ich mich, ob du nur so tust oder ob dir das wirklich nicht klar ist. Beziehungskonflikt	İkimizin arasında artık hiçbir şey iyi gitmiyor. Yavaş yavaş öyle mi davranıyorsun yoksa gerçekten farkında değil misin diye soruyorum kendime.
Ich liebe an dir, dass du zielstrebig bist und alles dafür tust, deine Pläne zu verwirklichen, dass du zuerst an andere und dann an dich selbst denkst, dass du manchmal schüchtern bist, dass du Menschen verzaubern kannst, dass du mir zeigst, wie sehr du mich liebst. Liebeserklärung	Amacından şaşmadan planını gerçekleştirmek için her şeyi yapmanı, önce başkalarını sonra kendini düşünmeni, bazen çekingen olmanı, insanları büyülemeyi başarmanı, beni ne kadar çok sevdiğini göstermeni, seviyorum sende! (amaç = Zweck) (büyülemek)