Türkisch Deutsch değilsin

Deutsch	Türkisch	Kategorie	Typ
So schlecht ist dein Zustand (/ deine Lage) nun auch nicht. Lebenssituation	O kadar da kötü durumda değilsin.		Redewendung
Du bist nicht allein.	Yalnız değilsin.
Du bist es nicht wert. Kritik, Beziehungskonflikt	Değerli değilsin.
Es geht nicht um dich. Konversation, Zwischenmenschliches	Konu sen değilsin.
Du musst nicht kommen. Anwesenheit	Gelmeğe mecbur değilsin.
Du brauchst es nicht zu tun! Handeln	Bunu yapmaya mecbur değilsin.
Du bist nicht schnell genug. Tempo	Sen yeterince hızlı değilsin.
Du brauchst dich nicht zu entschuldigen. Entschuldigung	Özür dilemek zorunda değilsin.
Und du merkst nicht einmal, dass es mir sehr schlecht geht. Beziehungskonflikt, Befinden	Ve sen iyi olmadığımın farkında değilsin.
Sage nur ja nicht zu mir: 'Du bist mir untreu'.	Sakın bana "sen bana sadık değilsin" deme. (sakınmak)
Du musst nicht so hart arbeiten. Arbeit, Ratschlag	Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsin.
Du bist in dieser Angelegenheit nicht ganz unschuldig. Verantwortung, Schuld	Sen bu olayda pek suçsuz değilsin.
Ob du es glaubst oder nicht, aber du bist mir egal! Beziehungskonflikt	İster inan ister inanma ama umurumda değilsin!
Du bist auch nicht besser als.... Kritik	Sen de....... 'den/'dan daha iyi değilsin.
Du bist unzuverlässig und in meinen Augen kein richtiger Mann. Beziehungskonflikt, Kritik	Sen güvenilmezsin ve benim gözümde doğru dürüst erkek değilsin. (güvenilmez)
Aber dich zu hassen... soviel bist du mir nicht wert. Beziehungskonflikt	Ama senden nefret etmek... benim için o kadar değerli değilsin.
Ich hoffe, du bist deshalb nicht böse und kannst mich ein bisschen verstehen. Konflikt	Umarım onun için bana dargın değilsin ve beni biraz anlarsın.
Dir kam gar nicht in den Sinn, dass ich leide. Weil du nach wie vor nicht verstehst, wie verletzend dein Verhalten ist. Beziehungskonflikt, Befinden	Benim acı cektiğim bile aklına gelmemiştir. Cünkü hâlâ davranısının ne kadar kırıcı olduğunu farkında değilsin.