Türkisch Deutsch treiben

Deutsch	Türkisch	Kategorie	Typ
mit etwas Handel treiben Kommerz, Ökonomie	bir şeyin ticaretini yapmak		Verb
herum treiben	gezip tozmak
Leichenfledderei treiben	ölüleri soymak		Verb
Leichenfledderei treiben	nebbaşlık etmek		Verb
Sport treiben	spor yapmak
Betätigung f; Treiben n Handeln	faaliyet		Substantiv
jdn in die Enge treiben Konflikt	-e kan kusturmak wörtl.: jdn Blut spucken lassen		Verb
es bis zum Äußersten treiben Verhalten	en üst sınıra kadar dayanmak
ins Extrem treiben	azıtmak		Verb
jemanden in die Enge treiben verb	-i gagasından yakalamak
jemanden in die Enge treiben fig	sıkıştırmak	figfigürlich	Verb
die Geduld strapazieren; etw. auf die Spitze treiben Verhalten	sabrı zorlamak		Verb
Viele Menschen treiben ziellos durchs Leben. Lebensweise	Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor. (sürüklenmek)
zu weit gehen, es zu weit treiben, unverschämt sein Verhalten, Benehmen	haddini aşmak		Verb
Konjugieren treiben trieb getrieben Präsens Verneinung ich treibe ich treibe nicht du treibst du treibst nicht er,sie,es treibt er,sie,es treibt nicht wir treiben wir treiben nicht ihr treibt ihr treibt nicht sie treiben sie treiben nicht [auch: sürükleniyor] treiben, sich fortschleppen	sürüklenmek sürükleniyor Präsens (ben) sürükleniyorum sürüklenmiyorum (sen) sürükleniyorsun sürüklenmiyorsun (o) sürükleniyor sürüklenmiyor (biz) sürükleniyoruz sürüklenmiyoruz (siz) sürükleniyorsunuz sürüklenmiyorsunuz (onlar) sürükleniyorlar sürüklenmiyorlar [veya: sürükleniyor][veya: sürüklenmiyor] sürüklenmek		Verb
Ich treibe Sport. Vorlieben / (treiben)	Ben spor yaparım.