Türkisch Deutsch başladı

Deutsch	Türkisch	Kategorie	Typ
Er/Sie fing an zu weinen.	O, ağlamaya başladı.
Er fing an zu sprechen. (anfangen)	O, konuşmaya başladı.
Hier hat das Oktoberfest begonnen. Wir waren vorhin da spazieren. Es war langweilig. Unternehmung	Burada Oktoberfest (Bira festivali) başladı. Az önce gidip biraz dolaştık. Sıkıcıydı. (başlamak) (gitmek) (dolaşmak)
Die Frist läuft. Zeitangabe	Süre başladı.
Es hat erst begonnen. Entwicklung / (beginnen)	Daha yeni başladı.
Der Topf fängt an zu kochen. Zubereitung	Tencere kaynamaya başladı.
Mit dir hat mein Leben begonnen. Liebeserklärung	Seninle hayatım başladı.
Plötzlich fing es an zu regnen.	Aniden yağmur yağmaya başladı.
Sie begann zu weinen.	Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. wörtl.: Tränen begannen aus ihren Augen zu fließen.
Ich begann am ganzen Körper zu zittern. Befinden, Reaktion, Nonverbales / (beginnen)	Bütün vücudum titremeye başladı. (vücut) (titremek)
Die Straßenlampen gingen an. (angehen)	Sokak lambaları yanmaya başladı.
Der Regen begann in Schnee überzugehen. Wetter / (übergehen)	Yağmur kara dönüşmeye başladı. (> dönüşmek)
Mein Herz begann heftig zu klopfen. (beginnen)	Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı. (→ başlamak) (kalp) (çarpmak)
Ich hatte vor, an den Strand zu gehen, aber dann fing es an zu regnen. Unternehmung, Absicht	Plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.