| Deutsch▲▼ | Türkisch▲▼ | Kategorie | Typ | |
|
Nahe Osten mmaskulinum
Geographie |
Yakın Doğu | | Substantiv | |
|
Es ist ganz in der Nähe.
Lokalisation, Entfernung |
Hemen şuracıkta. | | | |
|
Mitte, (nahe) Umgebung f |
orta | | Substantiv | |
|
aus allernächster Nähe
Entfernung |
tam yakından | | | |
|
aus der Nähe
Lokalisation |
yakından | | | |
|
in der Nähe |
bu yakında | | | |
|
Ich vermisse deine Nähe.
Sehnsucht / (vermissen) |
Senin yanında olmayı özlüyorum. | | | |
|
hier in der Nähe |
bu yakınlarda, bunun ortada | | | |
|
ganz in der Nähe
Entfernung |
tam yakında; oracıkta | | | |
|
dort in der Nähe
Lokalisation |
şurada yakında | | | |
|
in der Nähe wohnen |
yakında oturmak | | Verb | |
|
da in der Nähe
Lokalisation |
şurada yakında | | | |
|
für die nahe Zukunft |
yakın gelecek için | | | |
|
bei; in der Nähe von
Lokalisation |
-in yakınında | | | |
|
in der Nähe des Dorfes |
köy yakını | | | |
|
Ist jemand in der Nähe?
Anwesenheit |
Yakında biri var mı? | | | |
|
Ich wohne hier in der Nähe.
Wohnen |
Evim yakın. | | | |
|
Wir wohnen in der Nähe der Grenze. |
Biz sınıra yakın yaşıyoruz. | | | |
|
(es ist) ganz in der Nähe
Lokalisation |
çok yakında | | | |
|
(ganz) aus der Nähe, von (ganz) Nahem
alternativ: von nahem |
(çok) yakından | | | |
|
gleich in der Nähe von (/ bei) |
hemen yanındaki | | | |
|
bei, an; in der Nähe von ...
Lokalisation |
-In orada | | | |
|
dem Zusammenbrechen nahe sein verbVerb |
yıkılmak | | | |
|
nahe gelegene Provinz(en) Pl f |
çevre iller | | Substantiv | |
|
für die nahe (/ absehbare) Zukunft |
yakın gelecek için | | | |
|
der Verzweiflung nahe; am Rande der Verzweiflung
Stimmung |
çaresizliğin yakın | | | |
|
Ist hier in der Nähe ein Supermarkt?
Einkauf |
Buraya yakın bir süpermarket var mı? | | | |
|
Gibt es in der Nähe ein Internet-Cafe?
Kommunikation |
Yakınlarda bir internet cafe var mı? | | | |
|
Befindet sich das Hotel in der Nähe vom Flughafen? |
Otel havaalanına yakın mıdır? | | | |
|
Kann ich hier in der Nähe ein Taxi bekommen? |
Buraya yakın bir yerde taksiye binebilir miyim?
(binmek) | | | |
|
Ich war nie in deiner Nähe, um dich zu unterstützen.
Beziehung, Hilfe, Schuld |
Ben hiç bir zaman sana destek olmak için yanında olamadım. | | | |
|
Komm mir nicht zu nahe. Ich bin erkältet. |
Bana yaklaşma, soğuk almışım. | | | |
|
Ich will dich berühren, küssen, deine Nähe fühlen und in deinen Armen einschlafen.
Sehnsucht, Körperkontakt |
Sana dokunmak, öpmek, yakınlığını hissetmek ve kollarında uyumak istiyorum. | | | |
|
Immer wenn wir nicht in der Nähe sind, wird sie krank.
Befinden |
Ne zaman yakında olmasak hastalanıyor. | | | |
|
Wenn Du in der Nähe von Side bist, können wir uns treffen, wenn Du möchtest.
Verabredung |
Side'nin yakında olursan buluşalım istersen. | | | |
|
Erzähl mir von den Millionen Sternen, die nachts zum Greifen nahe sind. Erzähl mir von meiner Heimat im Herzen, die ich so sehr vermisse.
Sehnsucht / (erzählen) (vermissen) |
Geceleri elini uzatsan tutacakmış kadar yakın olan milyonlarca yıldızı anlat. Kalbimdeki o çok özlediğim memleketimi anlat.
(uzatmak) (tutmak) (memleket) | | | |
|
Sie sprechen mit den Kindern einer Familie, die im Nebenabteil reist und Istanbul gut ( / aus der Nähe) kennt. |
yandaki kompartımanda seyahat eden ve İstanbul'u yakından tanıyan bir ailenin çocuklarıyla konuşmaktadırlar. | | | |
|
Ich liebe es, mit dir zusammenzusein und dich in meiner Nähe zu haben... es ist einfach nur schön.
Liebeserklärung, Beziehung |
Seninde birlikte olmak ve seni yanımda bilmek... çok güzel. | | | |
|
Denke immer daran: ich bin dir ganz nahe und in meinen Gedanken bei dir.
Sehnsucht |
Hep şunu düşün: ben senin çok yakınındayım ve düşüncelerimle seninleyim. | | | |
|
Die, die mir nahe sind, sind nicht die aus meiner Sippe, sondern diejenigen, die meinen Weg gehen.
Spruch, Lebenssituation |
Bana yakın olanlar, soyumdan gelenler değil, yolumdan gidenlerdir. | | | |
|
Ich liebe an dir deine Art, mich so zu begeistern, wie es kein anderer Mensch tut, wie du mit Situationen umgehst, wo andere aufgeben würden, dass du romantisch bist, dass ich mich in deiner Nähe komplett fühle.
Liebeserklärung |
Beni başka hiçbir insanın motive edemediği halin, başkaları pes ederken senin durumlara bakışın, romantik oluşunu, yanında kendimi tamamlanmış hissetmemi, seviyorum sende! | | | |
|
Unser Streit von gestern Abend geht mir immer noch ziemlich nahe, weil ich deine Reaktionen einfach nicht verstanden habe und du Dinge zu mir gesagt hast, die wirklich nicht fair waren.
Konflikt |
Dün akşamki tartışmamız kafamı hâlâ çok kurcalıyor çünkü tepkini gerçekten anlamadım ve bana karşı haksızca olan şeyler söyledin.
(tartışma) (kafa) (kurcalamak) (tepki) | | | |
Ergebnis ohne Gewähr Generiert am 19.04.2024 8:04:54 neuer EintragEinträge prüfenIm Forum nachfragenandere Quellen Häufigkeit 1 |