Ich weiß das dich die vielen Fragen von heute morgen genervt hat. Aber die Unsicherheit, das ich nicht weiß was ich für dich bin, das ich nicht weiß ob du morgen wieder nicht ans Telefon gehst, oder mich übermorgen wieder wegen einer anderen Frau sitzenläßt - all das zerrt an meinen Nerven. Weist du wie schwer es gerade für mich ist ins Restaurant zu gehen? Ayhan schaut mich komisch an, ich will gar nicht wissen was er über mich denkt. Seine Blicke tun weh. Cetin, Sadettin und die anderen fragen die ganze Zeit was nun mit uns ist. Was soll ich ihnen sagen? Serkan hat uns den Abend beim dolmus gesehen und gefragt wieso wie wir zwei Fremde da standen. Sie machen sich Sorgen, sie sehen wie ich leide. Sie wissen wie groß meine Liebe zu dir ist.
Sabahki sorulardan bıktın biliyorum. Ama senin gözünde ne olduğumu bilmeme belirsizliği, yarın yine telefona cevap verip vermeyeceğini bilmemek veya ondan sonraki gün yine bir kadın için beni bırakman - bunlar sinirlerimi yıpratıyor. Şu sıralar restorana gitmek benim için ne kadar zor biliyor musun? Ayhan tuhaf tuhaf bakıyor. Hakkımda ne düşündüğünü bilmek dahi istemiyorum. Bakışları içimi acıtıyor. Çetin, Sadettin ve diğerleri sizin iş ne oldu diye sorup duruyorlar. Ne diyeyim onlara? Serkan o akşam bizi dolmuşta görmüş ve neden iki yabancı gibi durduğumuzu sordu. Endişeleniyorlar. Ne kadar acı çektiğimi görüyorlar. Sana olan aşkımın ne kadar büyük olduğunu biliyorlar.
